ah bir Wilco olsam

karavanım olsa diyar diyar dolaşsam :)

erişte yapıp ormanda kurutsam sonra afiyetle yesem , gülsem , sürekli şaşırsam her gördüğüme


ah bir Wilco olsam

http://www.iztv.com.tr/prog.php?id=4

bundan yaklaşık 30 sene önce Zeki Müren alışılmış kalıpları zorlayan elbiseleri ve sahne davranışları ile halkın sevgilisi olmuştu SANAT GÜNEŞİ ...

Bugün Zeki Mürenin cüretkar davranışını sergileyebilecek bir kişi bile kalmadı gün geçtikçe toplum daha yukarılara çıkmanın aksine susarak aşağılarda kalmaktan zevk almaya başladı yeni nesil Zeki Müren'i tanır tanımaz orasını bilemem ama Zeki Mürenin cesareti unutulmamalı .

Önüne konan her yemeği yemekten çekinmeyen bir toplum ve o toplumun yetiştirdiği gençlik ve hayattan zevk almayan sürekli mutluluk arayışı içinde kaybolan bireyler....

Güzel müzikler dinleyelim güzel renkler görelim güzel insanlar olalım mutlu olalım ...

ZEKI MUREN-The Sun of Classical Turkish Music

ah Eurovision vah Eurovision

şimdi bana diyorlarki fairytale i neden beyenmedin

güzel hoş işte allahın çocuğu çıkmış bütün ergen kızlardan almış oyları birinci olmuş ne yazar...


şaylalalal diye hoplaa zıplaya
sölenen şarkı varya tam olarak buymuş

Moldova - Nelly Ciobanu - Hora Din Moldova -

benim için en birinci parça budur .

Göksel'in güzel albumünü dinlemeden geçmeyin derim ben

buyrun burdan yakın http://www.myspace.com/gokselonline

Gökselide çok seviyorum ... Nazan Öncelden fazla olmasın :)

KİTAPLAR İSME ÖZEL OLARAK İMZALANACAK

kim imzalıyor bu kitapları ben yazarı görmeden o yazarın dünya üzerinde kapladığı alanı cismini bilmeden imzalı kitabı elime almışım ne yazar ...

kutsal bir müessese olan canımız kitaplarıda bu şekilde rant aracı yaptınız ya-

artık bana bu diyarlardan göçmek düşer

Melen arkadaşımdan gördüm
daha çok kişinin haberi olması için ...

http://www.sansuresansur.org/yay-hareketi

CORALINE

http://www.coraline.com/


çok güzel bir filmmiş merakla bekleniyormuş güzelde kitapları varmış aslında sitesi muhteşemmiş çok yakında izleyebilcekmişiz ...

Felis sylvestris catus

bütün hayvanları severim hatta bütün canlıları severim diyerek özetleyebilirim . fakat kedilere sıra gelince durup bir düşünüyorum nevi şahsına münhasır bu hayvan türü davranışlarıyla beni hayrete düşürmektedir.

kediler hakkında ansiklopedik bilgiler için http://tr.wikipedia.org/wiki/Kedi benim dikkatimi çeken özellikleri için ise okumaya devam ediniz .

kedigiller (Felidae) familyasından avcı, memeli, evcil, etçil bir hayvandır. İnsanlar, kedilerin arkadaşlığına ve onların haşarat, yılan ve akrep avlayabilme kabiliyetine önem vermektedir.

ARKADAŞLIK : kendi istedikleri zaman gene onların belirledikeri koşullarda iyi arkadaş olabilirsiniz . bu arkadaşlığın süresini size attıkları pençeleriyle belirlerler.

AV: geçmişte duyduğum evde fare vardı kedi besledik fare bi daha gözükmedi efsanelerinden başka somut bir örneğim malesef yok .

kedileri, türlü seslendirmeleri kullanır, ve iletişim için vücut lisanından yazar, miyavlamak, mırlamak, tıslamak, homurdanmak, gıcırdamak, cıvıldamak, tıklamak, ve hırıldamayı kapsamak

SESLENDİRME : mart ayı seslendirmeleriyle uzun gecelerde bize yalnız olmadığımızı hatırlatırlar . sevince çıkardıkları bırıtltıları ise ''devam et daha arkadaşlığımızı paylaşabileceğimiz süre dolmadı'' manasındadır.

Kediler, hayvanların çoğundan daha çok uyuyarak enerjiyi korur.Uykunun günlük süresi, değişir, genellikle 12 — 16 saat.

UYKU : nerde bir kalorifer peteği üstünde petekle bir olmuş bir kedi nerde bir elektrikli soba önünde baygın yatan bir kedi nerde evin en güzel köşesi yumuşak koltuk orda bir kedi uyur.

birde güzel yurdumuzun güzel kedileri vardır onlarda kaderin bir cilvesi olarak sokaklarda doğup büyüyüp hayatın gerçekleriyle yüzyüze kalmışlardır . yani internette rastlanılan ayyyy ne sevimliiiiğ kedi grubundan değildirler bizzat çektiğim fotoğrafta sizi gerçeklerle baş başa bırakıyorum .

benim kediler hakkındaki görgüm bilgim bu kadardır.

dahasınıda istemem isteyenede mani olmam bi evde kedi ile yaşarmıyım yaşarım. arkadaş olurmuyum olurum ama sadece görünce merhaba dediğim arkadaşlarımdan öteye geçemez haberi olsun .kumunu temizlerim mamasını veririm gerisine karışmam.

orası benim evim ,kuralları ben koyarım onada benim kurallarıma uymak düşer .kafayı hafif yana eğip bırıltılar çıkartıp beni kandıramaz orası hala benim evimdir .

Dalai Lama: Kriz iyi bir şey!

Dalai Lama’ya göre ekonomik kriz, materyalist dünyaya manevi değerlerin önemini öğretti. Tibet’in ruhani lideri Dalai Lama, küresel mali krizin insanlara paranın bir sınırı olduğunu ve paranın olmadığı yerde aile, arkadaşlar ve iç huzurun insana mutluluk verebileceğini öğrettiğini söyledi.

ABD, Kaliforniya Üniversitesi’nde konuşan Lama, “Ekonomik kriz iyi bir şey çünkü paralarını sürekli artırmak isteyen insanlara paranın sınırı olduğunu hatırlatıyor” dedi. Lama bir basın toplantısında da ekonomik krizin sorumlusunun açgözlülük, yalan ve ikiyüzlülük olduğunu söyledi. (aa)

26/04/2009,Radikal
(http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=933007&Date=26.04.2009&CategoryID=96)

http://www.latimes.com/news/local/la-me-dalai25-2009apr25,0,7264017.story

İNATÇI
Su başında yapayalnız bir küçük kız,
içli içli ağlamaklı
Anlar gibi söğütlerde döküvermiş ,
saçlarını durgun suya
Gel seninle yüzelim biz sularda,
usulca dalıp gönlümüzce
Gel, billur sularda yenilensin ,
incitilmiş gülüşlerin
Biliyorum, farklı değil nedenleri ikimizin dertlerinin
Kendin gibi olabilmek istiyorsun,
inat edip duymuyorsun
İnatçısın ne hoşsun bu huyunla
Söğütlerde senin gibi gel....

yeni türkü den güzel bir parça daha ...
melodime gelsin :)

perspektif

evet gözlerimle gördüm ordaydı ...

onunla ilk karşılaşmamız da orta okuldaydım, küçük bir kız çocuğu

resim dersimizde sevgili öğretmenimiz pastel boya eşliğinde göstermişti onu kimimiz çok

etkilendik kimimizin beyin soğancığındaki problemlerden dolayı algılayamadı

ilerleyen haftalarda her resim dersinde bir kez daha karşılaştık kimilerimiz evdede onunla olmak

istediler

kimilerimizin hiç resim dosyası olmadı ...

günler böyle geçip gitti...

orta okul dan mezun olduk lisede tekrar karşılaştık onunla haftada birgün bile olsa onu görmek

kimilerimizin çok hoşuna gitmişti

kimilerimizinse hiç resim dosyası olmadı...

günler böyle geçip gitti üniversite ye geldik

kimimiz hiç gelemedi ...

düne kadar bilmezdim metro da sessizce durup beklediğini okullarda artık çalışamaz olmuş

küresel krizle birlikte kaybolan sanat a saygı ona bir darbe daha vurmuş

çok iş aramış kimse yüzünde bakmamış özelllikle o hiç resim dosyası olmayanlar kapıları bir bir

kapatmışlar yüzüne....

son çare olarak kpss ye girmiş hakettiği değeri görmesede artık bir işi var

hemde memuriyet bir aylığı var gece gündüz kalabileceği yeri yurdu var....

persfektifi gördüm izmir metrosunda devlete sırtını dayamış kaderine ağlıyordu .....

Tonari no Totoro

Y Hayao Miyazaki Y

mis ...

Yeşil çayın faydalarından bahsedip kafanızı şişirmek istemiyorum .

Gerçekten çok faydalı onu bilin yeter fekaaaaat tadına gelince balık kokan o acı yeşil çaylardan alcağım fayda allahtan gelsin derken annem sayesinde tanıştığım bu bergamut aromalı yeşil çay bir anda gönlümün sultanı gözümün nuru oldu .

mutlaka deneyin içine birkaç tane karanfil veya biraz ıhlamur veya tarçın çubuğu koyarak tadına tad katabilirsiniz afiyet olsun :)

Nerden geldi ?

Tekrar bir vize dönemi arifesinde aranızda olmaktan mutluluk duyarak başlıyorum yazıma - ne zaman ders çalışmam gerekli olsa blog a yazı yazma isteğimde tartışılması gereken ayrı bir konu-

Nedir bu vize dönemlerini önemli kılan . Bu yazımda ders çalışmaktan ziyade büyük bir kısmı ders çalışmaya hazırlıkla geçen vize dönemlerine deyinmek istiyorum.

Vize dönemlerini giriş gelişme sonuç olmak üzere üç ana başlıkta inceleyeceğiz.

GİRİŞ : ilk soru olarak sorulması gereken -ki bence en kritik noktamız-

''hangi dersleri alıyorum ki ben yaa'' internet şifresinin unutulması halinde en kısa yol öğrenci işlerinden bir adet transkript alınmasıdır.


Elimizde hangi dersleri aldığımız yazan belgemizle sınav tarihlerimizin asılı olduğu panomuzun önünde dururuz akabininde durmakla kalmayıp yazmaya başlarız .

Yazdığımız kargacık burgacık yazıları temize geçiririz ve kantinde avına odaklanan bir atmaca misali beynini sömürebileceğimiz insanları aramaya koyuluruz.

Bir yandanda telefonumuza sarılarak bir önceki sınav döneminden beri aramadığımız -okul- aradaşlarımızı ararız sen şu dersi alıomusun sen bu dersi alıomusun hoca dersi nasıl işliyor sende ki notlar temizmi yazı güzelmi bunların bilgisayar çıktısı yokmu mail atsan vıdı vıdı bıdı bıdı şeklinde başlarız not sömürme işlemimize .


Not sömürme işlemimizin en önemli kısmı olan fotokopi kısmını ayrı bir başlık olarak ilerleyen konularımızda göreceğiz !


GELİŞME : Sınavlardan bir hafta önce notlarımızı toplamanın verdiği rahatlıkla sınanvdan yaklaşık 15 saat öncesine kadar evde oturup -ki tekrar bir önemli noktadır evde oturmak ders çalışma niyetiyle evde oturup uyumak uyanmak yemek yemek bilgisayarı açmamak uğruna tv karşısında daha önce adını duymadığımız dizileri seyretmek -bari bi film izle çık bi hava al-.


15 saat kalmıştır- beklenen an yakın- gereksiz tüm işlerimiz bitirmiş artık asıl yapmamız gereken o asli göreve gelmişizdir ders çalışmak cep telefonları kapatılır elimize 1 hafta önce uzun çalışmalarla topladığımız notlarımızı alırız başlarız çalışmaya bir iki sayfa sorun çıkmaz taki o an gelene kadar


''NERDEN GELDİ'' anı


Özellikle sayısal derslerde karşılaştığımız bu problem gençliğin bitmez çilesidir .

Derse giren arkadaşımız o an için hocamızı dinleyerek beynine kazıdığı o emsalsiz anı o altın anahtarı kağıdına geçirmemiştir .

şekil 1-a' da 31-03-2009 tarihli yatırım projeleri analizi dersinde verilen örneği görmekteyiz.

Yukarıdaki fotoğrafta 2 si soruda verilmiş vaziyette toplam 6 adet 200 görmekteyiz .

Peki bu 200 ler nerden geldi? Bu 200 ler nerden gelmişler nereye gitmektedirler? Bu 200 lerin kaynağı ne ? Bu 200 lerin anası babası yok mu ? Bu 200 ler ne yer ne içerler bre zındıklar !!!

Veyahut çoğunlukla muhasebe derslerimizde karşılaştığımız bir problem olan alt alta olan rakamları toplasakta çıkarsakta en altta yazan rakamı elde edememe problemi.Bu dört işlem karmaşasına hiç bulaşmadan nerden gelen 200 lere dönüyorum.

Uzun uzun soruya

bakılır ,

bakılır ,

bakılır,

sağdan bakılır,

soldan bakılır,

ters çevirip bakılır,

soru tekrar yazılıp bakılır,

soru çözülmeye çalışılır o saatte telefonla arayabileceğiniz yakın arkadaşınız aranır pek bi sonuç elde edilemez zira o ders esnasında o arkadaşınızla beraber gezmekteydiniz.

Nerden geldi diye adlandırdığımız bir rakamla karşılaşmamız sınava 13 saat kalmasıyla birlikte yaşanan stres çalışmamızda 2 saat ömürümüzden ise en iyi ihtimalle 5 yıl götürür.

Zaman geçtikçe hırslanırsınız hadi şu soruyu geçiyimde sonra sabah birine sorarım gibi bir olgunluk gösteremesseniz eğer tam bir sene sonra bu zamanlarda tekrar aynı dersi çalışıyor olmanız muhtemeldir .

Bir alternatifiniz ise saatlerce uğraşıp nerden geldi rakamının nerden geldiğini bulup sonsuza kadar unutamamaktır. beyninizin en derinliklerine kazınır nerden geldiği ve bir dahada gitmez el emeği göz nurunuz olan bu bilgi sizinle gelecek kuşaklara taşınır.

SONUÇ:Bir başka alternatif ise zira benim kendisi okulda geçirdiğim 20. onur yılımın sonunda öğrendiğim çok değerli bir bilgidir.

Şekil 2-a 31.03.2009 tarihli yatırım projeleri analizi dersinde bizzat şahsım tarafından tutulmuş olan ders notumun fotoğrafıdır.

- kıssadan hisse ey Türk gençliği derslerine gir notunu kendin tut uzun yaşa ...

GOOD THINGS SHOULD NEVER END

http://unlimited.orange.co.uk/flash/go


işiniz gücünüz yoksa bi göz atın ben çok beyendim deişik animasyonlarla dolu çoğuna göre gereksiz bana göre eğlenceli bi site

Miyazaki'nin filmlerinde yaşasaydım benden güzeli olmazdı her an bi heyecan her an bi durgunluk ıvır zıvır dolu odalar büyücüler takılar tokalar kapı açılır ucsuz bucaksız bi çimenlik kapı açılır kasabanın pazarının içine düşmüsün kapı açılır gökyüzünün maviliğindesin ama hepsinden güzeli gerçekten rahatsız edici hiç bir sahne göremessin Miyazaki filmerinde en kötü canavarlar bile sonunda iyi tarafa geçerler...

biraz önce izlediğim rüzgarlı vadi filminde ise miyazaki herşeyi tek kelime ile özetlemiş

'' sular temiz rüzgarlar berrak her şey yolunda ''

DALGACI MAHMUT

İşim gücüm budur benim,

Gökyüzünü boyarım her sabah,

Hepiniz uykudayken.

Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,

Bilmezsiniz kim diker;

Ben dikerim.

Dalga geçerim kimi zaman da,

O da benim vazifem;

Bir baş düşünürüm başımda,

Bir mide düşünürüm midemde,

Bir ayak düşünürüm ayağımda,

Ne haltedeceğimi bilemem.

Orhan VELİ

keşke karanlıkta böyle görünebilsem :)

hayat çok güzel

uzun süren final bütünleme dönemi bittiğinde ,

derslerini geçtiğinde,

yemek yediğinde,

vapura bindiğinde,

film izlediğinde,

İhsan Oktay Anar yeni kitap yazdığında,

ablan Ahmet Ümit kitabı hediye ettiğinde,

Meltem bostanlıya gelebildiğinde ,

Noyan elinde ders notları kapıda belirdiğinde ,

Burçin kara kartalıyla kapıda gözüktüğünde ,

Açelya alo dediğinde ,

Ezgi alo dediğinde,

Eli-ferol canavarı gediğinde,

uyuduğunda,

uyandığında,

çay içtiğinde,

ney üfleyebildiğinde,

konuşabildiğinde,

duyabildiğinde,

görebildiğinde,

yürüyebildiğine,

koşabildiğinde,

ota boka gülebildiğinde,

özlediğinde,

özlenildiğini bildiğinde,

sevdiğinde,

sevmediğinde,

filmin sonunu tahmin ettiğinde,

ve tahminin doğru çıktığı anda :)

güneşli havalarda,

yağmurlu havalarda,

nefes alabildiğinde,

yaptığın herşeyin farkına vardığında

gülümse..

gerisini siz getirin ne zaman hayat çok güzel sizce??

başı sonu olmayan hikaye

aldığı haberle beyninde vurulmuşa dönmüştü oysa ne kadar uzun zamandan beri güneşte beklemekteydi artık gelmesi gerekiyordu ölüm bi çaremiydi peki intaharmı etseydi güneş beynine geçmişti

banka soysaydı işe yararmıydı acaba evet para herşeyi çözerdi sonrasında bi sigara yakıp keyfine bakardı

parası olsa uzaya bile gidebilirdi uzaya gerek yoktu aslında örgülü saçlı yanık tenli insanların olduğu sahil kıyısını düşündü ömrünü orda geçirebilidi

bi an ne kadar zaman geçtiği tekrar aklına geldi hayallere dalmıştı fakat bedeni bu sıcakta beklemeye daha fazla dayanamadı kuskus...

Küçük Köstebek bir sabah etrafı seyretmek için yuvasından başını çıkarır.O sırada birisi kafasına eder, ama Köstebek miyop olduğu için kafasına edenin kim olduğunu göremez.Hikâye, köstebeğin kafasına edeni bulmaya çalışmasını anlatıyor.4-8 yaş arasına yönelik resimli çocuk kitabı.

egosantrik

egosantrik kişinin etrafındaki her tür olayla kendisini ilişkilendirmesi, neden veya sonuclara kendi varlığını yerleştirmesi ile oluşur. iyi giden herşey onun el atmasıyla iyi olmuştur, kötü giden herşeydeyse yine onun suçu vardır.

bu sabah okuduğum bir köşe yazısıyla ( bkz;http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=YazarYazisi&ArticleID=913877&Yazar=PERİHAN%20MAĞDEN&Date=23.12.2008&CategoryID=96 )

öğrendiğim yeni bir kelime çok sevdim çok beyendim hemen araştırdım buldum

- herkez bi egosantirk bu günlerde

- bu zamanda egosantrik olmayana iş yok

- allah egosantrik insanlardan korusun cümlemizi

- hepimiz yeri geldiğindede egosantrik olmuyormuyuz

gibi cümleler içinde kullandım .

aslında bu çocuklarda olurmuş egosantriklik yani şöyle ki çocuk güneş neden doğuyor sorusuna ben dışarı çıkıp oynayabileyim diye cevaplandırıyormuş veya patatesler neden var ben patates kızartması yiyebileyim süper bi düşünce tarzı dünya bana güzel şeklinde kuşlar benim için ötüyor peki çanlar kimin için çalıyor benim için .bi yerden sonra bu güzellik yok oluyor herşey benim için bütün patatesleri ben yiceme kadar gider bu tehlikeli oyun .

paylaşmam oyuncağımı vermem şeklinde bir egosantriklik veya bunun olumsuzu her türlü kötülük benim için x kişisi hep mutlu hep mutlu neden bana hep dertler kederler bana yine bana hüsran yine bana hasret var şeklinde .kayahan ı anmış olmanın verdiği mutlulukla yazıma devam ediyorum

bana sorarsanız herşeyin fazlası kötüdür a dostlar dengede durmak gerekli fazla egosantrik lik yalnızlık + mutsuzluk getirebilir hoş egosantikliğin büyüsüne kapılmış bir kişiyse deneğimiz o kadar mükemmelimki kimseyle anlaşamıyorum kimse benim seviyeme çıkamıyor şeklinde cümlelerle kendini mutlu edebilir nasıl bir mutluluksa .

böyle bir egosantrik görürseniz a dostlar kaçın sakın uğraşmayın mutluluk zannettiği şeyi savunur debelenir yorulur inandırmak için çabalar çabalar ki nafile anlamassanız tekrar egosantrikliği ağır basar eh sanamı anlatıyorum pis böcek sende onlardansın kimse beni anlamıyor aşağlık insanlar şeklinde keser atar

-kanımca egosantikliğin ilacı yoktur

- egosantrikten koşarak kaçılır :)

egosantrik ünlüler için çocukluğumuz vazgeçilmez

çizgi filmi beverly hills teens deki Bianca Dupree yi

çok güzel bir örnek olarak inceleyebiliriz .

tek keklimeyle kötü :)

Electronic Mosquito Swatter

bu insan icatıyla karşılaşana kadar uçan küçük canlılara

(sinek gibi) karşı içimizde beslediğimiz kin ve nefretin

bu kadar büyük olduğunu bilmezdim .

gelelim aletin özelliklerine siz sineğe tenis topu muamelesi yaparken tellerdeki elektrikte bir yandan sineğe ücretsiz kızartma ücreti sunuyor geriyede kül olmuş bir sinek bedeni kalıyor .

sevinsemmi üzülsemmi bilemedim bi yandan geceleri uyutmayan sineklere karşı iyi bir icat bi yandanda birgün bizide böle büyük tenis raketleriyle cızırdatabilirler korkusu .

teknolojideki hızlı ilerleme beni hep korkuttu fakat bu alet teknolojidende öte nefret ve kin dolu bir insan evladının elinden çıkmış öldürmeye programlı bir buluş .

envai çeşidine burdan ulaşabilirsiniz http://www.alibaba.com/showroom/Electronic_Mosquito_Swatter.html

İçimdeki deniz

Alejandro Amenábar - Javier Bardem

26 yaşında yüksek kayalıklardan denize atlayan Ramon Sampedro' nun boyundan aşağısı felç olmuştur 28 yıl boyunca aynı odada aynı yatakta yaşayan Ramon 'un birebir hikayesi .

etrafında onu yaşama bağlamaya çalışan kişiler ona yardım etmek isteyen kişiler vardır sevdiğiniz birisine sadece onun dileğini gerçekleştirerek yardım edebilirsiniz peki o insanın tek dileği ölmekse ...



Ramon'u Javier Bardem canlandırmış kendisi İhtiyarlara yer yok adlı filmdeki roluylede bizi baya şaşırtmıştı.

İçimdeki deniz dede ihtiyarlara yer yok filminde olduğu gibi Javier Bardem tek başına aklımıza kazınıyor :) Javier in huyu bu olsa gerek film bittiğinde benden başka kimse akılda kalamaz ulan :)





Tabiki en önemlisi bence filmin senaryosunu yazan ve filmi yöneten Alejandro Amenabar. Ramon Sampedro nun ölümünü beklediği günlerde yazdığı şiirleri ve hayat hikayesini okuyan yönetmen ötenaziyi savunmak için değil Ramon un içinde bulunduğu duyguları izleyiciye göstermek için bu senaryoyu yazmış .
Yönetmenin Others filmini yönetmesi müziklerini bestelemesi bunun yanında senaryosunu yazması can evimden vurdu bu da yetmezmiş gibi bunları daha gencecik yaşında yapması beni bi kez daha can evimden vurdu nasıl anlatsam bilemedim en güzeli siz bakın Alejandro Amenabar 'ın marifetlerine

http://www.imdb.com/name/nm0024622/

uzun lafın kısası ortaya gerçekten izlenilmesi gereken bir film çıkıyor Ramon Sampedro ya sonsuz saygı ile yapılmış bir film. Salya sümük ağlatmadan Roman ın hissettiklerini istediklerini her sahneyi farkında olarak anlamamıza izin veriyor.


hepsinden önemlisi duygu sömürüsü olmayan bir film olması .

El laberinto del fauno

Küçük Ofelia nın bu sahnede nasılda soğukkanlı durabildiğini bi an olsun düşündüm benim başıma gelse birgün kocaman boynuzları olan pan önüme çıksa ne yapardım nerelere gider saklanırdım peki küçük ofelia nasıl olurda o iki kocaman elin arasında hala meraklı gözlerle soğukkanlı durabiliyor.

Ofelia aptalmı yoksa benmi aptalım yoksa akvaryumdaki öğrenilmiş çaresizlik yaşayan balıkmıyım ben Ofelia ise hayatın ne kadar zalim olduğunu daha öğrenmemiş bir çocuk mu cevap çokta net gözüküyor aslında filmi izlerseniz.

Ofelia nın sadece merakıyla içsesini dinleyerek davrandığında nasıl bir sonuç elde ettiğini görebilirsiniz ...

aslında göremeyedebilirsiniz veya göredebilirsiniz

nerden bakıyoruz hayata nerden görmek istiyoruz

bence hepimiz birer prens ve prensesiz-----

umudumuzu yitirmediğimiz sürece :)

*koca filmde bitek bu önemli zannetmeyin her sahnesinin üzerinde konuşulması tartışılması gereken bir film yavaş yavaş sakin huzurlu izleyin farkında olarak izleyin 5 duyunuzla izleyin :) ...